Babalık Karinesi
Babalık Karinesi
Babalık karinesi, Medeni Kanun’un evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesi sonrası 300 günlük iddet süresi içinde doğan çocuğun babasını koca saymasıdır. Bir başka ifadeyle evlilik içerisinde veya evliliğin sona ermesinden sonraki 300 gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğunun yasal olarak kabulüne babalık karinesi denir. Karine esasen anlam olarak aksi ispat edilene kadar geçerli kabul edilen bir yasal varsayımdır. Böyle bir yasal bir karine söz konusu olduğunda ise karinedeki varsayımın genel olarak dava yoluyla çürütülmesi gerekmektedir. Babalık karinesi Medeni Kanun’un 285. maddesinde düzenlenmiştir.
Çocuğun Baba ile Soybağı İlişkisi
Çocuk ile anne arasındaki soybağı ilişkisi doğumla kurulur. Nitekim bir çocuğun annesi onu doğuran kadındır. Bu itibarle çocukla anne arasında soybağı ilişkisi tartışma konusu olamaz. Baba ile çocuk arasındaki soybağı ilişkisi ise üç şekilde kurulabilir. Birincisi, çocuk doğduğu anda anneyle evli olmak, ikincisi çocuğun evlilik sona erdikten sonraki 300 günlük iddet süresi içinde doğması, üçüncüsü çocuğu tanımak ve dördüncüsü babalık davası yoluyla yani hakim kararıyla kurulur. Bu makalede bu durumlardan yalnızca çocuğun evlilik içinde doğması ile iddet süresinde doğması konuları detaylı incelenecektir.
1. Evlilik Devam Ederken Anneyle Evli Olmak
Yukarıda açıklandığı gibi evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun babası kocadır. Nitekim Medeni Kanun madde 285 açıkça “Evlilik devam ederken . . . . doğan çocuğun babası kocadır.” demektedir. Dolayısıyla bir çocuk doğduğunda, onu doğran kadın evli ise o kadının kocası otomatikman baba sayılmaktadır. Eğer kadın, evli olduğu kocasından değil başka bir erkekten hamile kalmışsa bu karinenin yine soybağının reddi davası ile çürütülmesi gerekmektedir.
Buna ek olarak babalık karinesi uyarınca da evlilik sona erdikten sonraki 300 günlük iddet süresi içinde doğan çocuğun babası da koca sayılmaktadır. Nitekim 285. madde “. . . . evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.” hükmünü de içermektedir. Bu bakımdan evlilik, iptal veya boşanma ile sona ermişse, sona erme tarihten itibaren 300 günlük iddet süresi doğan çocuk da boşanılan kocanın nüfusuna yazılmaktadır. Ancak bu karine soybağının reddi davası yoluyla aksinin ispatı ile çürütülmesi mümkün olan bir karinedir.
2. Çocuğun İddet Süresinde Doğması
Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, annenin evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. Kocanın gaipliğine karar verilmesi halinde ise 300 günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden itibaren işlemeye başlar. 300 günün dolmasının ardından doğacak çocuğun babasının meçhul olacağı ve herhangi bir erkek ile evlilik gerçekleştirilmezse hukuki soybağının kurulamayacağını da belirtelim.
Babalık Karinesinin Çürütülmesi
Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi davası ile sağlanabilir. Soybağının reddi davası haricinde kurulan soybağının ortadan kaldırılması mümkün değildir. Davayı koca veya çocuk açabilir. Kocanın açtığı davada davalı anne ve çocuk, çocuğun açtığı davada ise davalı anne ve babadır. Anne ve çocuk yahut anne ve baba arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Dava kocanın davayı, doğumu ve baba olmadığını veya annenin gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten ya da çocuğun ergin olduğu tarihten başlayarak en geç 1 yıl içinde açılmalıdır. Soybağının reddi davasında aile mahkemeleri görevlidir. Davanın süresinde açılamamış olması hakimin kabul edeceği haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacaktır.
Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse; koca ya cinsel ilişkinin imkansızlığını ispatlayacak ya da çocuğun kendi cinsel ilişkisinden olmasının imkansızlığını ispatlayacaktır. Çocuğun ana rahmine düştüğü dönemde yurt dışında olduğunu, cezaevinde olduğunu ya da sağlık sorunları sebebiyle çocuk yapma yeteneğinin olmadığını ileri sürebilir.
Çocuk evlenmeden önce ana rahmine düşmüşse; çocuğun evlilikten itibaren 180 gün geçmeden doğduğunu belirtebilir. Bu durumda sadece evlilik tarihi ve çocuğun doğum tarihi ispat için yeterlidir. Ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse; kocanın fiilen ayrı yaşadıkları dönemde çocuğun ana rahmine düştüğünü ispatlaması gerekir.
Soybağını reddi objektif imkansızlık ve illiyet bağının yokluğuna ek olarak çocuğun biyolojik babası olunmadığının tıbbi yöntemlerle kanıtlanması durumunda mümkündür. Dava sürecinde hakim tarafından bazı tıbbi müdahalelerin yapılması talep edildiği takdirde tarafların buna rıza göstermesi gerekir. Aksi takdirde müdahaleyi kabul etmeyen taraf aleyhine bir sonuç doğabilir.
Babalık karinesi konusunda iki önemli Yargıtay kararını aşağıda paylaşıyoruz:
“MK’nin “Babalık karinesi” başlıklı 285.maddesi gereği; “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır” düzenlemesi gereği davacı anne ile davalı babanın boşanma tarihinden itibaren henüz üç yüz gün dolmadan yüz elli yedinci gün doğan çocuğun babası kanun gereği davalı koca olduğundan davacının MK’nin 301.maddesi kapsamında babalık davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddi yerine kesin hüküm oluşturacak şekilde esastan reddine…” (Yarg. 8. HD., E. 2019/5281 K. 2019/9078 T. 16.10.2019)
“Koca soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir.(MK.md.286/l) Mahkemece davanın hak düşürücü sürenin geçmesi gerekçesi yanında , soybağı dava konusu olan çocuğun ergin olduğundan bahisle davacı kocanın dava açmakta sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile de davanın reddine karar verilmiştir. Kanunun açık düzenlemesi dikkate alındığında davacının , soybağının reddi davasını açma hakkı mevcuttur. Hal böyle olunca mahkemenin davacının bu davayı açmakta davacı sıfatının bulunmadığı gerekçesi ve buna bağlı ret kararı vermesi doğru değildir.” (Yarg. 2. HD., E. 2012/1827 K. 2013/3770 T. 18.2.2013)