İddet Süresinde Doğan Çocuk
İddet Süresinde Doğan Çocuk
İddet süresinde doğan çocuğun hukuki durumunu irdelemeden önce iddet süresinin ne olduğuna kısa değinelim. İddet süresi, boşanan kadının boşanmanın kesinleştiği günden başlayarak 300 gün boyunca yasal olarak yeni bir evlilik yapamamasıdır. Bir başka deyişle Medeni Kanun, boşanan kadınlar için 300 günlük bir evlilik yasağı koymuştur. Şu durumda eşinden boşanan bir kadın yeni bir evlilik yapmak için ya 300 günlük iddet süresinin dolmasını bekleyecek ya da iddet süresinin kaldırılması için tek taraflı bir dava açması gerekecektir. Ancak mahkemenin iddet süresini kaldırması için kadının hamile olmadığını ispatlaması gerekmektedir. İşte hukuki sorunlar tam bu noktada başlamaktadır. Zira boşanan kadın evlilik süresi içinde hamile kaldıysa iddet süresini kaldıramayacaktır. Şu durumda hamile olduğu için iddet süresini kaldıramayan boşanmaış bir kadın doğum yaptığında çocuğun hukuki statüsü ne olacaktır? İddet süresinde doğan çocuğun hukuki durumu çocuğun biyolojik babasına göre değişmektedir. Bu iki durumu ayrı başlıklar altında incelemek uygun olacaktır.
Biyolojik Baba Boşanılan Kocaysa
Eğer iddet süresinde doğan çocuğun biyolojik babası boşanılan kocaysa bu durumda çocuk evlilik içinde doğmuş sayılacaktır. Taraflar boşanmış olsa bile çocuk, sanki taraflar boşanmamış gibi boşanılan kocanın nüfusuna yazılacaktır. Bu ihtimalde ciddi bir hukuki sıkıntı oluşmamaktadır. Asıl sorun çocuğun biyolojik babasının başka bir kişi olduğu senaryoda yaşanmaktadır.
Biyolojik Babası Boşanılan Kişiden Farklı Biriyse
Eğer iddet müddeti içinde ana rahmine düşen çocuğun biyolojik babası başkasıysa bu durumda ciddi hukuki problem çıkacaktır. Birincisi boşanan kadın hamile olduğu için iddet süresini kaldıramayacak ve çocuğun biyolojik babasıyla evlenemeyecektir. İkincisi, çocuk iddet süresi içinde doğduğu için Medeni Kanun’da yasal babalık karinesi (varsayım) nedeniyle çocuğun babası boşanılan koca sayılacak ve çocuk boşanılan kocanın nüfusuna kaydedilecektir. Eğer bu varsayım doğru değilse ya çocuğun “bu kişi benim babam değil” diye ya da eski kocanın “bu çocuk benden değil” diye dava açması gerekecektir. Daha açık bir ifadeyle, Medeni Kanun iddet süresinde doğan çocuğun babasını boşanılan koca olarak kabul etmekte ancak bu kabul yanlış ise çocuğun veya boşanılan kocanın soybağının reddi davası açması gerekmektedir. İddet süresinde doğan çocuk için açılan bu nesebin reddi davasında DNA testiyle çocuğun gerçek babası tespit edilecek ve buna göre nüfus kaydı düzeltilecektir.
Soybağının Reddi Davası Dışında Alternatif Çözüm
Medeni Kanunun maalesef iddet süresinde doğan ve biyolojik babası boşanılan kocadan başka biri olan çocuklar bakımından tek bir çözüm dayatmaktadır. O da soybağının reddi veya düzeltilmesi davasıdır. Ancak kadınlar başkasından hamile kalıp da eski kocasıyla bu tür bir hukuki uyuşmazlık için davalık olmayı son derece yıpratıcı bulmaktadır. Bir kadın için boşandığı kocasıyla tekrar başka bir davada karşı karşıya gelmek ve nesebin düzeltilmesi gibi bir konu için muhatap olmak gerçekten katlanılması zor bir süreçtir. Bunun yanında nesebin düzeltilmesi davaları en az ortalama 2 yıl sürebilen uzun davalardır. İşte bu noktada Türkiye’de iddet süresinde doğum için alternatif çözüm sunan tek hukuk bürosu olarak bu durumda kadınlar için zorlayıcı olmayan bir hukuki çözüm sunuyoruz. Eğer iddet süresinde hamile kalan kadınlar hamileliklerinin 6. ayı geçmeden bize başvururlarsa boşandıkları kocayla hiç muhatap ve davalık olmadan doğacak çocuklarının gerçek biyolojik babalarının nüfusuna kaydedilmesini hukuken sağlayabiliyoruz. Ancak bu çözüm hamileliğin son ayında ve çocuktan sonra uygulanmamaktadır. Bu konuda hukuki problem yaşayan kişiler gerek iddet süresi hesaplama gerekse alternatif çözüm için bize ulaşabilirler.